DUYUSAL BÜTÜNLEME BAKIŞ AÇISI İLE BEBEK VE ÇOCUK GELİŞİM BASAMAKLARI

İLK AY (0-1 AY):

I. Dokunma:
Yeni doğan bebek vücuduyla ilgili bazı duyuları yeni yeni yorumlar ve yapılanmakta olan refleks hareketlerle yanıt verir. Dokunma duyusu anne karnında aylardır uyarılmıştır. Eğer nazikçe yanağına dokunursanız başını elinize doğru çevirir. Bu refleks bebeğin yiyeceğini bulmasına yardımcı olan adaptif bir reaksiyondur. Sırtüstü yatarken yüzüne bir örtü örterseniz başını ve kollarını kullanarak onu açmaya çalışır. Bu içgüdüsel ve otomatik bir reaksiyondur, duyular anlamlı ve hedefe yönelik reflekslerin oluşması için bir arada kullanılarak bütünlenmelidir.

Annenin el teması bebeği rahat hissettirirken, ıslak bezden gelen duyular rahatsız hissettirir. Bu ayda emosyonel doyum için dokunma duyusu çok önemlidir. Dokunmak anne ve bebek arasındaki ilişkinin gelişimi ve beyin gelişimi için çok önemlidir.

İlk ayda bebek avucunun içine dokunulduğunda otomatik olarak dokunan objeyi kavrar. Bu refleks bebeğin bir şeylere tutunup düşmemesi içindir çünkü, yeni doğanın parmaklarını açma – kapama becerisi yoktur, elleri genelde yumruk şeklindedir.

II.Yerçekimi ve Hareket
Bedenini yerçekimine karşı kullanma:
Yenidoğan iç kulağından gelen mesajlar ve yerçekimine karşı cevaplar gösterir. Eğer kollarınızda tuttuğunuz bebeği aniden yere doğru alçaltırsanız, bebek kollarını ve bacaklarını bir şeyleri yakalamak ister gibi dış kısımlara doğru açar. İç kulağından gelen mesaj bebeğe şunu söyler; “düşmek üzeresin, bir şeyler yap ve kendini koru!” Bu, vücudun ilk total vücut motor paternidir. Bu refleksler hayatta kalabilmek içindir. Bir aylık bebek kafası annesinin omuzunda iken aralıklı olarak başını kaldırmayı dener. Yerçekimi boyun kaslarını başını kaldırması için uyardığından başarabilmektedir. İlerleyen haftalarda bu cevap daha da gelişir ve bebek karnının üzerinde yatarken başını kaldırabilir. Yetişkinler de bazen bunu (başını kaldırmayı) düşünmeksizin yaparlar.

Birinci ayda başını kaldırma tam olgunlaşmamıştır, bebeğin başı sallanır ve desteğe ihtiyaç duyar.

Sallanma:
Her anne bebeğini kucakta taşımak ve sallamasının onu rahatlattığını ve sakinleştirdiğini çabucak öğrenir. Sakin- küçük vücut hareketleri beynin organize olmasına yardım eder (Örneğin beşik kullanımı). Ayrıca, bebeği sakinleştirirken yapılan taşıma ve vücut hareketleri bebeğe kendini tanımlaması için gereken duyuları da sağlar. Bu gelişmeleri anlamanın yolu bebeğin taşınılmak ve sallanmak istediğini bize hareket ve davranışları ile bildirmesi ile ilgilidir. Duyularını kullanmayı öğrenmek, bebeği sakinleştirir ve mutlu kılar.

III. Kas ve Eklemlerden Gelen Duyular: (proprioceptive)
Birinci ay civarında bebek bir kişi onu kollarında tuttuğunda vücudunu o kol ve vücuda göre ayarlayabilir. Bunu nasıl yapacağının duyusunu kas ve eklemlerinden alır. Sonra kasları ve eklemleri ona çatal bıçağı nasıl tutacağını, nasıl tırmanacağını anlatır. İlk aylarda bebek rastgele bir şekilde hareket ederken sonra daha organize hale gelir. Sırtüstü yatarken kolları ve bacaklarıyla oyunsal itmeler yapar. Karnının üzerinde yatarken sürünme benzeri hareketler yapmaya çalışır. Tüm bu hareketler, iç kulaktan, kas ve eklemlerden gelen duyuların sinir sistemini uyarması sonucu oluşur. Yani bebeğin içgüdüleri, duyuları ve hareketlerini organize etmesine yardımcı olur.

Kas ve eklem duyuları ayrıca başın bir tarafa döndürülmesiyle ilgili de beyne bilgi verir. Bu, tonik boyun refleksini (TBR) aktive eder.

IV. Görme:
İlk ayda görme çok organize değildir. Annenin yüzünü ve önemli bazı objeleri fark edebilir. İyi odaklanamaz ve karmaşık şekil ve renkleri ayırt edemez.

Görmeye, hareket ve dokunmaya olduğu kadar duyarlı değildir. İlk görsel gelişim basamağı hareket eden obje veya insanı gözle ve daha sonra başıyla takip edebilmesidir. Bu adaptif cevap, gözlerin etrafındaki ve boyundaki kaslardan gelen duyularla iç kulaktan gelen hareket ve yerçekimi duyularının birleştirilebilmesini gerektirir.

V.İşitme:
Birinci ayda öncelikli olarak annesinin sesine, çıngırak, zil gibi basit çevresel seslere ve insan sesine tepki vermekle birlikte duyduğu seslere anlam veremez. Kafasını sese doğru çevirir ya da gülümser. Basit seslere tepki verme, konuşma gelişimi için ilk adımdır. Bebek boğazını kullanarak basit bazı sesleri çıkarabilir. Boğazındaki kasların kasılması sonucu ürettiği bu sesler beyindeki konuşma alanının gelişimine yardımcı olur.

VI.Koklama ve Tat Alma:
Koklama doğumdan sonra en önce organize olan duyulardandır. Yaşamın ilk ayında önemli rol oynar. Bebek çok güzel tat alabilir. Emme; tat alma ve koklama ile gelen adaptif bir cevaptır ve bebek genellikle bu refleksle doğar.

Bu duyuların hemen hepsi sinir sistemi yapılandırılmasında doğumdan önce başlar ve yerçekimi, hareket ve dokunmayla tetiklenir. Duyularla hareket arasındaki bu basit bütünleşme sağlanamazsa yaşamın daha sonraki evrelerindeki normal gelişimi sağlamak zorlaşır.


2-3 AYLIK BEBEK:
I. Gözler ve Boyun
Bebeğin motor fonksiyonları baştan topuğa doğru gelişir. Gözler ve boyun bebeğin kontrol etmeyi öğrendiği ilk vücut parçalarıdır. Baş ve gözleri sabit tutabilmek çok önemli ve hayati bir yetenektir.

Görsel algı bir şeye bakmaktan çok daha fazlasını içerir; ek olarak gözler objeyi sabitlerken boyun da başı sabit tutmalıdır, aksi takdirde baktığımız nesne sabit tutulmayan bir fotoğraf makinesinin çektiği fotoğraf gibi bulanık ve sarsıntılı görünür. Bunun için beynin üç farklı tip duyuyu bütünlemelidir;

1- İç kulaktan gelen yerçekimi ve hareket duyusu
2- Göz kaslarından gelen duyular
3- Boyun kaslarından gelen duyular
Beyin gözler ve boynu sabit tutabilmek için bu üç tip duyuyu birlikte değerlendirir.

Bebek odadaki şeyleri gözleriyle taradığında, insan ve objelere baktığında beyni bu üçlü sistemle meşguldür.
1. Kendini kaldırma, yükselme:
Boyun kasları yardımıyla başını kaldırmayı öğrendikten sonra bebek göğsünü yerden kaldırabilmek çabasıyla kollarını ve üst sırt kaslarını kullanır. Bu gelişim yüzüstü pozisyonda meydana gelir.

Yerçekiminden gelen duyularıyla göğsünü yerden kaldırmaya çalışır, bu durum; beyni üst gövde kaslarını çalıştırması için uyarır. Eğer alt sırt bölgesini (belini) desteklerseniz bebek ayrıca başını dengeleyerek dik şekilde oturmayı da öğrenir. Sürekli sırtı desteklenen çocuklara göre desteklenmeyenler yaşına göre daha çok gelişim gösterir.

2.Kavrama
Üç aylık bebeğin elleri genelde açıktır. İnsanlara ve objelere dokunur. Objeleri kavrarken başparmağı ve işaret parmağı yerine diğer üç parmağını ve avuç içini kullanır. Bu ayda kavrama hala otomatiktir ve istemli şekilde elini gevşetemez. İlerleyen aylarda elindeki kas ve eklemlerden gelen duyular ve dokunma duyularının birleşmesiyle, başparmak, işaret parmağı tutuşu gelişir.


4-6 AYLIK BEBEK :
Eller ve Kollar
Bebek artık kaşığı masaya vurmak gibi büyük hareketler yapar ve heyecan verici deneyimler yaşar. Bu çok basit duygusal memnuniyet daha sonra duyguların olgunlaşmasını yapılandırır.

Ellerine dokunmaya ve bakmaya başlar. Uzayda (boşlukta) ellerinin farkındalığı gelişmeye başlar. Gördüğünü anlamlandırmak için dokunmaya ve kas-eklemlerden gelen duyulara ihtiyaç duyar.

Başparmak ve işaret parmağını kullanarak kavrama başlar. İki elini kullanmaktan ziyade tek elini kullanır.

Ellerini vücudun orta hattında bir araya getirebilir. Bu vücudun iki tarafının koordinasyonunun başlangıcıdır. Diğer bir adım, iki eline de birer oyuncak alıp onları birbirine çarpmasıdır. Ellerini orta hatta kavuşturamayan ve elindeki oyuncakları birbirine vuramayan çocuk ileride zayıf duyusal bütünleme gösterebilir, Örneğin; sağını ve solunu öğrenmede güçlük.

Altıncı aydan itibaren el bileği hareketliliği artar, oyuncakları manipüle edip, yeni oyun yolları bulur. İlk altı ayda genelde otomatik olan hareketler altıncı aydan sonra planlı hale dönüşmeye başlar. Her yeni oyun daha fazla motor planlama ve duyusal organizasyon içerir.

Desteksiz uzun süre oturabilir. Yerçekimi hareket ve görmesi sayesinde otomatik kassal reaksiyonla dik duruşunu korur. Eğer bu duyular (yerçekimi, hareket, görme) bütünlenmemişse bebek oturmakta zorlanabilir ya da oturamayabilir.

Uçak Pozisyonu
Altı ay civarı artan sinir sistemi yapılanmasıyla bebek karnının üzerinde baş kollar ve bacaklar havaya kalkık durabilir, bu pozisyona “uçak pozisyonu” denir. Terapistler bu yüzüstü ekstansiyon postürünü sıklıkla tavsiye eder. Bu pozisyon dönme, ayağa kalkma, yürüme gibi kassal gelişim için hayati bir adımdır. Bu pozisyonu koruyamayan daha büyük çocukların yerçekimi ve hareket duyularında problem vardır.

Havaya atılıp tutulmak, havada sallanmak, dönmek ve benzeri hareketlerden çok keyif alır. Duyu bütünleme sorunu olan çocuklar, organize olamayan sinir sistemlerinden dolayı bu tarz aktivitelerden keyif almaz hatta ağlayabilirler.


6-8 AYLIK BEBEK:
Lokomosyon:
Bir yerden başka yere hareket etmeye, böylece keşifler yapmaya başlar. Elleri ve dizleri üzerinde sürünme ve emekleme gibi birçok duyusal deneyim oluşmasına katkıda bulunur ve bebek bağımsızlaşmaya başlar.

Uzaysal Algı:
Lokomosyon bebeğe uzay (boşluk) hakkında ve çevredeki objelerle kendisi arasındaki mesafe hakkında bilgi verir. Bir yerden bir yere süründükçe ve emekledikçe uzaydaki yapıları öğrenir ve bu sayede gördüğünü anlamlandırabilmeye başlar. İyi mesafe ayarı yapmak cisimlerin büyüklüklerini saptama konusunda da bebeğe yardımcı olur. Eğer bebek sürünmediyse ve emeklemediyse daha sonra mesafe ayarı ve boyutlandırmada sorun yaşayabilir

Parmaklar ve Gözler:
Başparmak ve işaretparmağıyla kavrayabilmesi sayesinde çok küçük objeleri toplayabilir, çekiştirebilir. İşaretparmağını deliklerin içine sokabilir. Tüm bunlar için kas-eklemlerden gelen duyulardan yardım alır. İyi el becerileri için; gözlerinden de iyi bilgi almalıdır. Tam göz kontrolünün gelişmesi için bebek başını kaldırdı süründü ve emekledi.

Motor Planlama:
Zili çalmak, basit şeyleri bir araya koymak ve benzeri el hareketlerini planlayabilmeye başlar. Vücudundan gelen duyular hareketi planlamayı sağlar.

Üzeri örtülen veya görüş alanından uzaklaştırılan objeleri aramaya, bulabilmeye başlar. Dokunarak ve objenin etrafında hareket ederek obje görünmese bile ortaya çıkarabilir. Bu, objeyi görselleştirebilmek için başlayan mental yetenektir.

Babling (Gevezelik- Babıldama):
Sekiz aylık bebek detayları duyabilmek için sesleri dinler. Ailesel sözcükleri fark eder ve bazı seslerin bir şey ifade ettiğini ayırt eder. “Ma”, “da” gibi basit heceleri tekrar eder; bu gerçek konuşma değildir. Babıldama, çene ekleminden, kaslardan ve ağız cildinden beyne duyusal bilgiler gönderir. Beyin böylece gitgide daha fazla duysal bilgiyi toplar ve sonra karmaşık seslerin nasıl çıkarılacağını öğrenir. Zamanında babıldama yapmayan bebeğin ilerde konuşma geliştirmekte zorluğu olabilir.


9-12 AYLIK
Vücudunun yeryüzü ve uzayla ilişkisinde değişiklikler meydana gelir. Uzun mesafe ve uzun süre emekleyebilir. Bu uyarılar çocuğun sinir sistemini aktive ederek onun başını ve gövdesini daha iyi kontrol etmesini sağlar. Vücudunun her iki tarafını kontrollü kullanmayı , nasıl motor plan yapacağını öğrenmesini sağlar ve görsel algıyı geliştirir. Çocuk zamanının çoğunu nesnelere bakarak ve onların neye benzediğini anlamaya çalışarak geçirir. Çocuk etrafı dolaşarak birçok deneyim edinir, bu deneyimler duyuları bütünleştirerek, adaptif cevapların gelişmesini destekler.

Oyun: Çocuk nesneleri birbirine vurarak, atarak oyunlar oynar. Ama bunları yaparken ne yaptığı ve ne hissettiği önemlidir. Sıklıkla bir eliyle vücudunun diğer tarafına uzanabilir. Bu hareketler çocuğun vücudunun orta hattını çaprazlama yeteneğini arttırır, bu yetenek duyusal bütünleme disfonksiyonu olan çocuklarda zayıftır. Genellikle çocuk birşeyleri bir araya koyarak veya birbirinden ayırarak oyunlar oynar. Bunu yaparken çocuğun sinir sistemi hareketleri planlamayı ve belirli bir sıraya koymayı öğrenir. Çoğunlukla çocuk kaşık tutmaya başlar ve büyük boyalarla karalama yapar. Çocuk aletlerin ne olduğunu ve nasıl kullanacağını öğrenir.

Ayakta durma: En önemli olaylardan biri çocuğun tek başına ayakta durmasıdır. Bu gelişim kaslar ve eklemlerden gelen duyuların, hareketin ve yerçekiminin bütünleşmesi ile ortaya çıkar. Ayakta durmak vücudun bütün parçalarından uyarı alınarak gerçekleştirilir. Buna gözler ve boyun kasları önemli ölçüde katkıda bulunur. İki küçük ayağın üzerinde uzun bir vücudun dengesini sağlaması tamamen bir meydan okumadır. Bu yüzden çocuğa deneyim kazanması için fırsat verilmelidir.

2 YAŞ
Çocuk yürümeyi, konuşmayı daha kompleks aktiviteleri planlamayı ve bunlarda iyi bir şekilde performans göstermeyi öğrenir. Birinci yılda duyu bütünlemesi olmadan bunları öğrenebilmesi zordur. Eğer bütünleme olmazsa 2. yılda bunu takip eden gelişimler zor olur.

Dokunmanın lokalizasyonu: Çocuğun hareketleri planlama yetisinin gelişebilmesi dokunma sisteminin doğru şekilde gelişmesine bağlıdır. Doğumda bebek ona dokunulduğunu bilir, dokunulan yeri ayırt edemez ama başını otomatik bir refleksle dokunmaya karşı çevirir. İki yaşında dokunulan yeri doğru bir şekilde ifade eder. Derisinden aldığı duyular çocuğa vücudunun nerede başladığını ve nerede bittiğini söyler. Vücudun bu farkındalığı öğrenme sürecinde önemlidir. Bu duyusu bütünleşmeyen çocuklar vücutlarının nasıl yapılandığını ve parçaların ne iş yaptığını hissedemezler. İyi olmayan bir öğrenme süreçleri vardır. Oturmayı, ayakta durmayı, yürümeyi öğrenebilirler. Fakat oyuncaklarla oynarken, düğme, fermuar ve mutfak aletlerini kullanırken zorlanırlar. Eğer bir çocuk nesneleri doğru tutamıyorsa veya yaşıtlarına göre sık düşürüyorsa ellerinden yeteri kadar doğru dokunsal bilgi alamıyordur.

Hareket: 2 yaş boyunca çocuk vücut fonksiyonlarını daha iyi anlayabilmek ve daha çok duyusal farkındalık geliştirebilmek adına daha çok pratik yapar. Çocuk nesneleri toplar, atar, oyuncakları iter ve çeker, merdivenleri çıkar ve iner, evin içini ve dışardaki dünyayı keşfeder. Çocuk bunları yapmadığı zaman yeterli gelişimi sağlayamaz. Çocuk fiziksel çevre ile iletişime geçebilmek için seçeneklere ihtiyaç duyar.

Vücudun Haritasını Çıkartmak: Çocuk bu yaşta sallanmaktan, oyuncak ata binmekten hoşlanır. Bu tarz aktiviteler çocuğun vücudundan ve iç kulaktaki yerçekimi reseptörlerinden duyusal uyarı sağlar. Bunlar çocuğa yerçekiminin nasıl çalıştığını, vücudunun farklı parçalarının nasıl hareket ettiğini, birbirini nasıl etkilediğini, ne yapamadığını, neyin iyi hissettirdiğini ve neyin rahatsız ettiğini anlamasını sağlar. Bu duyusal bilgiler beyinde vücudun bir resmi olarak yer almaktadır. Biz bunu vücudun algılaması olarak isimlendiriyoruz. Bunu anlayabilmek için dünyanın her kısmının haritalarını içeren bir dünya atlasını düşünebiliriz. Çocuk hareket ederek ve sonuçlarını tecrübe ederek vücudunun haritasını çizer. Beyin bu bilgileri depolar ve gerektiğinde çocuğun kullanması ve vücut hareketlerini kontrol edebilmesi için kullanır.

Tırmanma: Çocuklar yürümeden önce birçok şeye tırmanırlar. Bunun için iyi organize edilmiş yerçekimi ve hareket duyusuna ihtiyaç duyarlar. Tırmanma vücut duyularını ve görsel bilgilerin bütünleşmesi ile olur. Tırmanma sensorimotor zekanın ve görsel uzaysal algının gelişmesi için önemli bir basamaktır. İki yaşındaki çocuk yönleri ve yönergeleri anlar takip etmeyi öğrenir. Çoğu çocuk nesnelerin sayılarını söylemeyi öğrenir.

Kişilik: Çocuğun vücudundan aldığı duyular onun güvenilir ve yeterli bir birey olmasını sağlar. Bu çocuğu annesinden ve diğer insanlardan farklı kılar. Çocuk iki yaşına yaklaştığında kişiliği saptamak önemli bir görevdir, çünkü artık vücudunu fiziksel olarak tamamen hisseder ve kendi başına iyi bir şekilde hareket edebilir. Çocuk yerçekimine karşı hareket edebilir, dik durur, uzun mesafeler yürüyebilir, zıplayabilir, tırmanabilir. Vücudunun bölümlerini iyi bildiğinden dolayı saklanma ve ortaya çıkma tarzındaki aktiviteleri yapabilir (ce eee oyunu) çocuğun ikinci yaşı yaklaştığında kendi hayatını yönetebilir ve bunu diğerlerinin de bilmesini ister. Bu dönemde bağımsızlık kazanan çocuklar “hayır” demeyi öğrenirler. Bu aileleri rahatsız etse de sosyal becerilerinin gelişiminde önemli bir basamaktır.

Çocuğun vücudundan aldığı duyular onun rahatça ve etkili bir şekilde hareket etmesini sağlar. Yaşamı daha çok hissetme ve hareket etmeye odaklıdır. Buna ek olarak beslenme, uyuma ve aile bireyleri ile ilişki dahildir. Duyuların bütünleşmesi iyi ilişkilerin temelini oluşturur. Eğer bir çocuk diğer insanlarla az ilişki kuruyorsa bu onun yaşına uygun duyusal bütünlemesinin olmadığını gösterir. Çocuğun desteğe, cesaretlendirilmeye ve teselliye ihtiyacı vardır. Bunun için sarılma, öpülme, kucaklama, sallanma gibi davranışlarla çocuğa bunu verebiliriz. Eğer bir çocuk disorganize olduysa çocuğun rahatlamasını ve organize olmasını sağlamalıyız.


3-7 YAŞ
Çocuk beş yaşında farklı insanlarla konuşabilen ve ilişki kurabilen sensorimotor olgunluğa erişir. Yüksek entellektüel fonksiyonlar yedi yaşından sonra gelişir. Eğer sensorimotor fonksiyonlar iyi gelişmişse bu entellektüel fonksiyonların iyi gelişmesini etkiler. Üç yaşından yedi yaşına kadar duyu bütünlemesinin olması için kritik bir dönemdir. Çocuğun içsel dürtüsü onu aktif yapar ve birçok şeyi vücuduyla yapmasını öğretir. Çocuğun adaptif cevapları çok komplekstir, her adaptif cevap çocuğun duyusal bütünleme ile ilgili kapasitesini geliştirir. Çocukların koşma, zıplama, sek sek, sallanma, yuvarlanma, tırmanma ve güreşme gibi aktiviteleri yapmasının nedeni hem eğlenceli olması hem de duyu bütünlemesine katkıda bulunmasıdır. Denge, el göz koordinasyonu, hareketleri planlama ve sıralama becerileri gelişir. Tehlikeli aktiviteleri deneyerek kendi sensorimotor becerisinin limitlerini öğrenir. Salıncaklar, kaydıraklar, trapezler, tüneller, atlı karınca, kum oyunları gibi aktiviteler sinir sisteminin gelişimi için önemlidir.

Aletleri Kullanma: Üç yedi yaş arası çocuklar çatal, bıçak, makas, kürek, boya kalemi, iğne ve iplik, kalem ve kağıt, düğme, ayakkabı bağı, fermuar gibi evde kullanılan her türlü aleti kullanmayı öğrenir. Erken dönemdeki aktiviteler duyusal bilgilerin beyinde depolanmasını sağlar. Vücuttan alınan duyular beyine yerde nasıl bir çukur kazacağını, pantolonunu nasıl giyeceğini söyler.

Bu dönemin sonunda kızların özellikle hulohop, ip atlama ve sek sek gibi aktivitelerde, erkeklerin ise güç ve spora dayalı aktivitelerde daha becerikli olduğu gözlenir.

Çocuk sekiz yaşına geldiği zaman dokunsal sistemi olması gerektiği kadar gelişmiştir. Çocuk vücudunun hangi kısmına dokunulduğunu nasıl dokunulduğunu doğru şekilde ifade eder. Yerçekimi ve hareket duyusu yeteri kadar gelişmiştir. Tek ayağının üzerinde dengesini sağlayabilir ve dar bir zeminde yürüyebilir. Kaslardan ve eklemlerden aldığı duyuları bütünleşmiştir, sıralı aktiviteleri planlama becerisi iyidir, bunlar ileriki yıllarda gelişmeye devam edecektir. Çocuk dilini iyi konuşur, iyi bir şekilde anlar ve anlatır. Kendi ihtiyaçlarını karşılar ve ilgi duyduklarıyla ilişki kurar.

Yedi ve sekiz yaşındayken oynanan oyunlar çocuğun sensorimotor alanına uyarı vererek onun entellektüel , sosyal ve kişisel gelişimini etkiler. Bazen bütün bunların oluşumunda problem meydana gelir, buda duyusal bütünlemede zorluklara yol açar. Çocuğun kendi iç dürtüselliğini izleyerek onun kendini nasıl organize ettiğini gözlemleyebiliriz. Böylelikle ona daha çok yardım edebiliriz.