HER OYUNCAĞIN BİR DİLİ VAR !!!!

Çigdem Ergül
M.S. Odyoloji ve Konuşma Bozukluklari Uzmanı

Bebeklikten başlayarak çocuğumuz için eğlendirici, öğretici pek çok şey yapmak isteriz. Ninni ile uyutmak,yeni bir oyuncak ile ilk karşılaştığındaki gülümsemeyi paylaşmak,attığımız topu yakaladığında ona başarı duygusunu hissettirmek gibi …

Oyuncak alıyoruz, bazen birlikte de oynuyoruz, ama oyunun ve oyuncağın dilini biliyormusunuz ?

İlk oyuncaklar : evdeki eşyalar. 12 aylıktan itibaren ellerini kullanarak keşfeden, kutuları açan, kapakları çekmeceleri kapatan minikler deneyledikçe eylemleri öğrenme fırsatı yakalarlar. Fiziksel güce dayalı oyuncakların dili eylemler olduğuna göre, çocuğunuzu izlerken yalın bir ifade ile bu eylemleri kullanmalı ve ona model olmalısınız.Kutuyu kapattığında “kapa” dediğinizde bir süre sonra kendi yaptığını adlandırarak “kapa demeye başlayabilir. Iç içe kapları yerleştirmek, lego parçalarını birleştirmek,küplerle kule yapmak,hareket içeren tak boz şeklindeki oyuncaklarla oynamak eylemleri öğrenmeleri için sayısız fırsatlar sunar. Zeka küpleri,linkler,topları atıp düşmesini izlemeye yarayan oyuncaklar gibi pek çokları motor,koordinasyon,bilişsel ve dil becerilerinin gelişimine katkıda bulunur. Çocuklar büyüdükçe oyun ve oyuncak seçimlerini değiştirirler. Sembolik oyun becerileri 18 aydan başlayarak kız yada erkek tüm çocuklarda gelişmeye başlar.Bebeğine mama yedirmek,üstünü örtmek, çekiçle arabanın tekerini tamir etmek,arabaya benzin koymak gibi günlük yaşamdan alıntılar oyunlara yansır. Dil gelişimi açısından bakarsak 18 aylık olduğunda “mama “diyerek kurabiyeyi gördüğünde isimlendiren çocuk, 24 aydan başlayarak bebeğine “mama ye” dediğinde iki sözcükten oluşan isim+fiil cümleleri kurmaya başlar.Belirli bir konuda duyduğu ve uyguladığı sözcükleri birbiri ile ilişkilendirerek sözel ifade becerisinin gelişimini sağlar. “Mama-ye” sözcüklerini birlikte duyması ve görmesi onun bu beceriyi geliştirmesi için yeterlidir. Oyun içinde arabayı ona doğru iten babasının “araba gitti” yorumu ile arabanın babasından uzaklaştığını görmesi bir süre sonra onun da giden arabanın arkasından “ araba gitti “demesine yol açar.

Bu nedenle oyun; çocuğun tek başına oynaması gereken bir durum olmaktan çok yetişkin ile birlikte olması gereken ve dil gelişimi için gerekli bir aktivitedir.

Hayvanlarla oynamak isteyen bir çocuğa bir traktör sunmak,hayvanları içine koyabileceği ahır olabilecek bir evi yanına getirmek,traktörle hayvanlara ot taşımak gibi birbirini tamamlayan fikir ve eylemler ile oyunu zenginleştirir.

Arabalarını park edebileceği bir köşe oluşturmak oraya garaj diyerek bir anlam vermek , arabalara benzin doldurmak,arabalar ile biryerlere birşeyleri taşımak gibi farklı ama birbiri ile ilişkili fikirleri bir araya getirmek düşünme becerisinin gelişimi için yararlıdır. Kendi fikrini size kabul ettirmeye çalışması yada sizin fikrinize uyum göstermesi oyun içinde karşılaşılan sorunlara çare araması yani sosyal problem çözmek, günlük yaşamın bir provasıdır. Oyun; arabaları yanyana dizmekten daha fazlası olmalı,bir düşünce içermelidir. İsim, fiil, sıfat, zamir gibi dile ait ögelerin edinilmesi ve dilin zenginleşmesi için çocuğunuzun kendisinden daha iyi düzeyde dili kullanan bir modele ihtiyacı vardır.Sembolik oyun, ( kısaca mış gibi oyun ) “model dili” ona aktivite sırasında sunmanızı, çocuğunuzun eğlenirken dili edinmesini sağlar.

Çocuğunuzun işi oynamak, sizinki de birlikte oynamak.

Nasıl Yapalım ? Dili zenginleştirmek için:
– “Bunu tak” yerine
– “Otobüsün kapısını tak.” dediğinizde çocuk oynadığı oyuncağa ait yeni sözcük edinme fırsatı bulur.
– “Benzin koyalım” ifadesini kullanan bir baba bu cümle yerine
– “Benzin bitti, araba gitmiyor benzin koyalım” dediğinde çocuğun sebep sonuç ilişkisini anlaması için yardım etmektedir.